Prof.Dr. Fırat'tan Deprem Müzesi Teklifi

Ülkemiz, coğrafi olarak dünyamızın en güzel yerine konuşlanmıştır. İklimi, bitki örtüsü, üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağları, ovaları, nehirleri ve bütün doğal......

Prof.Dr.  Fırat'tan Deprem Müzesi Teklifi

 

Ülkemiz, coğrafi olarak dünyamızın en güzel yerine konuşlanmıştır. İklimi, bitki örtüsü, üç tarafının denizlerle çevrili olması, dağları, ovaları, nehirleri ve bütün doğal güzellikleri ile muhteşem bir coğrafyadır. Fakat her coğrafi güzellik ardında bir felaket barındırabilmektedir. Ülkemizin bu doğal felaketlerden özellikle deprem konusunda canı sürekli yanmaktadır. Neredeyse her iki yılda bir büyük depremler yaşadığımız bir coğrafyada bulunuyoruz.

6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri 11 ilimizde yaralanmalara, can ve mal kayıplarına neden olmuştur. Bütün kaybettiklerimize Allah’dan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu depremlerin yaklaşık maliyetlerinin 150 milyar dolar olduğu öngörülmektedir. 

Bu durumda bugün hepimize görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu felaketler dün oldukları gibi gelecekte de olacaklar. Yapmamız gereken bu depremlere hazırlıklı olmaktır. Gelecek nesillere buralarda neler olduğunu anlatmanın ve göstermenin en etkin yolu deprem müzeleridir. 11 ilimizin etkilenen her bir bağımsız ilçe ve illerimizde Deprem Müzeleri oluşturulmalıdır. 

Gölbaşı’mız 6 Şubat depremlerinden en çok etkilenen bölgelerden biridir. Hatta yan yatan bina ile bu depremlerin nerdeyse sembol yeri olmuştur. Bu sembol binanın Deprem Müzesi olarak saklanması fırsatını maalesef kaçırdık. 

Önceden Meslek Yüksekokulu olan fakat şu anda Gençlik Spor İl Müdürlüğüne verilen, göl kıyısında bulunan, duvarlarla çevrili alanın Deprem Müzesi olarak korunması Gölbaşı’mıza önemli değer katacaktır. Çünkü Deprem Müzeleri kuşaktan kuşağa bilgi paylaşımını gerçekleştirerek depremlerin unutulmamasını sağlarlar. Bir diğer işlevi ise deprem konusunda yapılan araştırmaları canlı ve görünür tutmaktır. Bu alan halihazırda ağır hasar almış yapılarıyla, yanal yayılmalarıyla, göle doğru hareketiyle, zemin sıvılaşması örnekleriyle çok değerlidir. 50 yıl sonra Gölbaşı’nda neler olduğunu anlatacak çok önemli görsel bir müze olacaktır. Çok değil 10 yıl sonra bu depremin izleri belki de hiç kalmayacak. Evet yüreklerimizde yaşayacak. Kaybettiklerimizi unutmayacağız fakat “Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür”. 

Bu alanda S olan demiryollarımızı, yıkılan binalarımızı, göçük altında kalan her türlü eşyalarımızı (kap-kacakdan tutun çocuklarımızın bisikletlerine, ağır hasarlı arabalara kadar her türlü eşyalar) sergileyebiliriz. Gelecek nesillere burada neler olduğunu anlatarak neler yapmaları gerektiğini veya neler yapmamaları gerektiğini görsel olarak, yaşanmışlıklar olarak anlatabiliriz, anlatmalıyız. Bunlar bizim görevlerimizdir. Hatalarımızı, kabahatlerimizi gelecek nesillere ders olarak anlatmanın en etkin yolu olacaktır. 

Hep beraber Gölbaşı Deprem Müzemizi gerçekleştirelim. Öyle bir müze yapalım ki bütün ülkemize örnek olsun. Ben inanıyorum… Ya siz?

Sevgi ve selamlarımla,
Prof. Dr. Seyhan Fırat